Almanya’da Hristiyan Birlik Partileri ile Hür Demokrat Parti arasında koalisyon görüşmelerinde çetin pazarlıklar yapılıyor. Türkiye'nin AB üyeliği Hristiyan Sosyal Birlik ile Liberaller arasında görüş ayrılığı yarattı.
Kardeş partiler Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP) arasında devam eden koalisyon görüşmelerinde, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusu pürüz yarattı. Koalisyon görüşmeleri çerçevesinde oluşturulan dış politika ve güvenlik çalışma grubunda gündeme gelen konuda, Hristiyan Sosyal Birlik ile Hür Demokrat Parti farklı görüşleri paylaşıyor.
CSU tam üyeliğe kesinlikle karşı
Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Avrupa Politikaları Uzmanı Thomas Silberhorn, Hristiyan Birlik Partileri’nin ortak görüşünün, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık vermesi olduğunu tekrarladı.
Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Avrupa Politikaları Uzmanı Thomas SilberhornBildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Hristiyan Sosyal Birlik Partisi Avrupa Politikaları Uzmanı Thomas Silberhorn"Bunun ötesinde Hristiyan Sosyal Birlik parti programında da Türkiye’nin Avrupa Birliği tam üyeliğine ”hayır” dediğimizi ifade ettik" diyen Silberhorn, Hristiyan Demokrat Birlik'ten bu noktada farklı olduklarını kaydetti.
FDP, CSU'nun önerisine karşı
Alman basınında çıkan haberlere göre, Hristiyan Sosyal Birlik, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini kesin dille reddeden bir ifadenin hükümet protokolünde yer almasını istedi. Buna karşılık Hür Demokrat Parti lideri Guido Westerwelle Türkiye’nin üyeliğinin önümüzdeki dört yılı ilgilendiren bir konu olmadığı gerekçesiyle, böyle bir ifadenin hükümet protokolünde yer almasını reddetti. Hür Demokrat Parti’den Rainer Stinner, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusundaki görüşlerinin son derece açık olduğunu belirtti: "Biz şunu söylüyoruz; Avrupa Birliği Türkiye ile müzakerelere başladı ve bu müzakereler ucu açık olarak devam etmeli. Bu bizim Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği konusundaki duruşumuzu da yansıtıyor. Bizce Almanya’nın Avrupa Birliği’ne bağlı olarak almış olduğu bu karardan vazgeçmesinin anlamı yok."
Hükümet protokolündeki ifadeler
Hür Demokrat Parti’den Rainer StinnerBildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: Hür Demokrat Parti’den Rainer StinnerHristiyan Sosyal Birlik Partili Silberhorn’a göre, Hristiyan Demokratlar arasında Türkiye’nin tam üyeliğini savunan politikacılar azınlığı oluşturuyor. Silberhorn, Hür Demokrat Parti ile de bir çok konuda benzer görüşleri paylaştıklarını kaydetti. Silberhorn'a göre müzakerelere ucu açık olarak devam edilmesi ve Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin yanı sıra farklı modellerin; imtiyazlı ortaklık veya yakın işbirliği gibi modellerin de gündeme gelmesi konusunda aralarında fikir ayrılığı bulunmuyor. Ancak Hür Demokrat Parti bu konuda karar belirtecek ifadelerin hükümet protokolünde yer almasına karşı çıkıyor. Silberhorn, bu aşamada hükümet protokolünde hangi ifadelerle yer alacağını tartıştıklarını vurguladı: "Bu görüşlerin hükümet protokolünde nasıl ifade edileceği ise henüz belirlenmedi. Taslak metin üzerinde çalışmalar hâlâ sürüyor ve görüşmelere de devam edilecek. Kesin şekli ise hafta sonunda liderlerin de katılımı ile yapılacak görüşmelerde verilecek."
Hür Demokrat Parti, imtiyazlı ortaklık önerisine sıcak bakmıyor. Silberhorn da, koalisyon görüşmelerinde bu nokta üzerinde tartışmaların devam ettiğini vurguladı. Hür Demokrat Partili Stinner de, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine kesin bir dille karşı çıkan ifadelerin hükümet sözleşmesinde yer almaması için çaba göstereceklerinin altını çizdi.
Lambsdorff: Türkiye AB olgunluğuna erişmedi
AP Liberaller Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf LambsdorffBildunterschrift: Großansicht des Bildes mit der Bildunterschrift: AP Liberaller Grup Başkan Yardımcısı Alexander Graf LambsdorffAvrupa Parlamentosu Liberaller Grup Başkan Yardımcısı, Hür Demokrat Partili (FDP) Alexander Graf Lambsdorff ise Türkiye’nin henüz AB tam üyeliği için yeterli olgunluğa erişmediğini söyledi. Lambsdorff, başta iç politika olmak üzere Türkiye’de reform sürecinin son yıllarda yavaşladığına dikkat çekti. Lambsdorff, “özellikle ifade hürriyeti alanında atılması gereken çok adım var” dedi.
Türk Ceza Kanunu’nda Türklüğe ve Mustafa Kemal Atatürk’e hakareti suç sayan düzenlemelere işaret eden Alexander Graf Lambsdorff, Terörle Mücadele Yasası’nda da değişikliklere gidilmesi gerektiğini belirtti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yalan yanlış haberleri yapan medyaya karşı sizler de kampanyanızı başlatın ve bu gazeteleri evinize sokmayın” çağrısını hatırlatan Lambsdorff, “Bütün bunlar AB üyeliğine aday bir ülkeye yakışmıyor” dedi.
Alexander Graf Lambsdorff, “Bugün Türkiye’nin AB üyeliği için yeterli olgunlukta olmadığını söylemek önemli. Ama aynı zamanda AB’nin de Türkiye’nin üyeliğine hazır olmadığını vurgulamak lazım” dedi.
Haber: Jülide Danışman (Deutsche Welle/Berlin), Ajanslar (AFP)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu