Üniversite sınav sisteminin değişmesi özellikle bu yıl sınava girecek olan öğrencilerin yoğun bir kaygı yaşamasına sebep olmakta. Birçok öğrencide gözlenen bu kaygının en büyük sebebi ise öğrencilerin yeni sınav sistemini yeterince tanımamalarından kaynaklanıyor. Öğrencilerin bu süreçte rehberlik servislerinden sınav sistemi hakkında detaylı bilgi almaları büyük önem taşımaktadır.
Yeni sistem YGS(Yüksek öğrenime Geçiş Sınavı)” ve “LYS(Lisans Yerleştirme Sınavı)” olarak iki basamak şeklinde olacak. Nisan ayında tek oturumda yapılacak olan ve 160 soruyu kapsayan “YGS”, açıköğretim programları ile 2 yıllık önlisans programlarının yerleştirilmesinde kullanılacak. Ayrıca meslek liselerinin ek puan alarak girebildikleri lisans bölümleri de bu sınavla öğrenci alacak. Haziran ayında 5 ayrı seansta yapılacak olan “LYS” ile lisans programlarının yerleştirilmesinde kullanılacak.
Öğrencilerin yeni sınav sistemine ilişkin aşağıdaki hususlara dikkat etmeleri yararlı olacaktır:
* YGS, yerleştirme puanına % 40 oranında katkı sağlayacağı için büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla nisan ayına kadar YGS konularını bitirecek şekilde çalışmalısınız.
* Testlerdeki soru sayıları arttığı için muhtemelen sınav soruları “geniş bir konu yelpazesinden” çıkacaktır. Bu yönüyle önceki yıllarda pek soru gelmeyen konulardan da soru çıkabileceğini hesaba katmalı ve çalışmanızı “eksik konu” bırakmayacak şekilde düzenlemelisiniz. Ayrıca TM’cilerin ve TS’cilerin sözel derslere derinlemesine çalışması yararlı olacaktır.
* Mümkün olduğu kadar “konu bitirmeye” odaklanın. Yeteri kadar konu bitirmeden deneme sınavlarına girmeniz moralinizi bozabilir. Henüz işin başında iken “deneme kolik” olmak size pek yarar sağlamayacaktır.
* Yeni sistemle birlikte herhangi bir puan kaybına uğramadan alanınızın dışında da tercih yapabileceksiniz. Sözgelimi fen bilimleri alanından mezun olsanız bile hukuk fakültesini tercih edebileceksiniz. Bu durum özellikle “liseden mezun olan öğrenciler” için büyük bir fırsattır. Özellikle fen dersleri “gevşek” olan sayısalcı öğrencilerin sayısalda ısrar etmeyip eşit ağırlıktan sınava hazırlanması, matematiği vasat olan TM’cilerin de gerçekçi davranıp sözelden hazırlanması mantıklı olacaktır.
* Yeni sistemle birlikte 17 puan türü hesaplanacak. Ve bu puan türlerinin oluşumunda derslerin yüzdelik katkısı farklı olmaktadır. Örneğin matematik ve geometrinin TM-1 puanındaki ağırlığı %50 iken, TM-3 puanındaki ağırlığı %35’tir. Dolayısıyla hangi puan türüyle yerleşmek istiyorsanız o puanınızın baz alındığı derslere ağırlık vermelisiniz..Mesela TM-1 puanı ile iktisat bölümüne yerleşmek istiyorsanız matematik ve geometriniz çok iyi olmalı. Ya da TM-3 puanınızla psikoloji bölümünü kazanmak istiyorsanız matematiği ihmal etmeden sözel derslerinizde yoğunlaşmalısınız.
* Eski sistemle kıyaslandığında MF puanında fen derslerinin yüzdelik değeri arttı. (%34’ten %42’ye yükseldi) Dolayısıyla MF-3 puanıyla öğrenci alan tıp, eczacılık, diş hekimliği vb…bölümleri kazanmak isteyen öğrencilerin fen derslerine iyice yüklenmeleri gerekecek.
* Matematiği “gevşek” olan öğrencilere yeni sistemde TS-2 puanı ile büyük bir fırsat sunulmuş. Şöyle ki eski sistemde sözel puanda sosyalin ağırlığı % 33 iken yeni sistemde bu oran % 45’e çıkmış. Bunun yanında matematiğin bu puanlamadaki oranı %14’ten % 8’e düşmüş.
* Ağırlıklı ortaöğretim başarı puanının (AOBP) etkisi %21’den %13’e düşürüldü. Artık Aobp 0.8 yerine 0.15 ile çarpılacak. Fakat bu düşüş Aobp’nin etkisinin tamamen bittiği şeklinde algılanmamalı. Zira 1(bir) puanın dahi ehemmiyetli olduğu üniversiteye yerleşme sürecinde Aobp’nin %13 lük payının yabana atılması büyük bir hata olacaktır. Bu anlamda okul derslerini asla hafife almamalısınız.
Akın YILDIRIM
Özel Balıkesir Fırat Lisesi
Rehber Öğretmeni